in

EntellektüelEntellektüel AğlamaklıAğlamaklı HavalıHavalı ÇalışkanÇalışkan

Prostat Kanseri

Prostat Kanseri; Tanım, Sıklık, Nedenler ve Kalıtım Modeli…

İçindekiler

Tanım

Prostat kanseri, genellikle orta ve ileri yaştaki erkeklerde görülen yaygın bir hastalıktır. Bu hastalık, prostat hücrelerinin bazılarının anormalleşerek kontrolsüz ve düzensiz üremesi ve bir tümör oluşturması ile meydana gelir. Prostat, erkek idrar yolunu çevreleyen ve sperm taşıyan sıvı olan semen üretimine yardımcı olan bezdir.

Erken evre prostat kanseri hastalarında genellikle ağrı veya diğer hastalık semptomları görülmez. Prostat kanseri teşhisi, prostat spesifik antijen olarak bilinen bir madde için yapılan kan testi ya da dijital rektal muayene adlı tıbbi muayene gibi sağlık taramaları sonucunda konur. Tümör büyüdükçe; idrar akışının durması, mesaneyi tamamen boşaltamama, idrar veya menide kan görülmesi ve boşalırken ağrı gibi semptomlar görülür. Buna rağmen, bu semptomlardan herhangi birine veya daha fazlasına sahip olmak bir erkeğin mutlaka prostat kanseri olduğu anlamına gelmez çünkü bu semptomlar diğer birçok üreme ve boşaltım yolu hastalığının belirtisi olabilir.

Prostat kanserinin şiddeti ve sonucu kişiden kişiye büyük ölçüde farklılık gösterir. Bu kanser erken teşhis edildiğinde başarıyla tedavi edilebilir. Bazı yaşlı erkeklerde tümör o kadar yavaş büyür ki, hiç tedavi edilmeseler bile sağlık sorunlarına sebep olmazlar. Bazı erkeklerde ise kanser daha çok agresif olabilir; bu vakalarda  hayati tehlike büyüktür.

Bazı kanserli hücrelerin çevredeki dokuları istila ederek vücudun diğer bölgelerine yayılmasıyla metastaz denen olay meydana gelir. Buna sebep olan tümörler metastatik kanserdir. Metastatik kanserin semptomları, hastalığın yayıldığı bölgelere göre değişiklik gösterir ve metastaz genellikle lenf düğümlerinde, akciğerlerde, kemiklerde, beyin veya karaciğerde görülür.

Prostat kanserlerinin çok küçük bir kısmı kalıtsaldır ve ailelerde ortay çıkar. Bu kalıtsal kanserler, kalıtsal gen varyantları ile alakalıdır. Kalıtsal prostat kanseri, kalıtsal olmayana (sporadik) göre daha erken yaşlarda oluşma eğilimindedir.

Sıklık

Yaklaşık 7 erkekten 1’i hayatının herhangi bir döneminde prostat kanserine yakalanmaktadır. Bununla birlikte, araştırmalara göre birçok yaşlı erkek teşhis edilmemiş, hayati tehlikeye sebep olma olasılığı düşük ve semptomsuz prostat kanserine sahiptir. Prostat kanseri, Amerika Birleşik Devletleri’nde erkekler arasında kanserden ölümlerin ikinci önde gelen nedenidir. Buna rağmen, bu kansere yakalanan erkeklerin çoğu bu hastalık sebebiyle ölmez.

Prostat kanserlerinin %60’ından fazlası 655 yaşından sonra teşhis edilir ve hastalık 40 yaşından küçük erkeklerde çok nadir görülür. Amerika Birleşik Devletleri’nde, Afrika Amerikalıların bu hastalığa yakalanma ve hastalıktan ölme riskleri diğer etnik kökenlerden erkeklere göre daha yüksektir.

Nedenler

Kanserler, önemli genlerde hücre büyümesini ve bölünmesini veya hasarlı DNA’nın onarılmasını kontrol eden genlerde meydana gelen mutasyonlar sonucu oluşur. Mutasyonlar sonucunda hücrelerde bir tümör oluşturmak üzere kontrolsüz büyüme ve bölünmeler başlar. Çoğu prostat kanseri vakasında, bu genetik değişiklikler erkeğin yaşamı boyunca gelişir ve sadece prostattaki belirli hücrelerde bulunur.

Somatik varyantlar olarak bilinen bu değişiklikler kalıtsal değildir. Somatik varyantlara göre daha az yaygın olsa da, tüm vücut hücrelerindeki genetik değişiklikler de prostat kanseri geliştirme riskini arttırır. Germ hattı varyantları olarak sınıflandırılan bu genetik değişiklikler, genellikle kişiye ebeveyninden geçer. Germ hattı varyantlarına sahip kişilerde, çevresel faktörler ve yaşam tarzı faktörlerinin yanında diğer genetik değişiklikler de prostat kanseri oluşup oluşmayacağını belirler.

BRCA1, BRCA2 ve HOXB13 gibi belirli genlerdeki kalıtsal değişiklikler, bazı kalıtsal prostat kanseri vakalarından sorumludur. Bu genlerde mutasyonlara sahip erkeklerde hayatları boyunca prostat kanseri ve bazı durumlarda başka kanserler geliştirme riski yüksektir. Buna ek olarak, BRCA2 ya da HOXB13 gen varyantlarına sahip erkeklerde, hayati tehlikeye sebep olacak bir prostat kanseri formu geliştirme riski daha yüksektir.

BRCA1 ve BRCA2 genlerinden üretilen proteinler, hücrenin genetik bilgisinin kararlılığını korumaya yardımcı olan DNA’nın hasarının onarılmasında rol alır. Bu yüzden, BRCA1 ve BRCA2 proteinleri, tümör baskılayıcı olarak kabul edilir. Bu hücreler çok hızlı ve kontrolsüz bir şekilde büyümesini ve bölünmesini önlemeye yardımcı olur. Bu genlerdeki değişiklikler, hücrenin hasarlı DNA’yı düzeltme yeteneğini bozar ve potansiyel olarak zararlı varyantların devam etmesine izin verir. Bu kusurlar biriktikçe, hücrelerin kontrolsüz büyümesini ve bölünmesini ve tümör oluşturmasını tetikleyebilir.

HOXB13 geni, spesifik DNA bölgelerine bağlanan ve diğer genlerin işleyişini düzenleyen bir protein üretilmesi için gereken talimatları sağlar. Bundan yola çıkarak, HOXB13 geninden üretilen proteine transkripsiyon faktörü denir. BRCA1 ve BRCA2 gibi, HOXB13 proteininin de tümör baskılayıcı olarak çalıştığı düşünülmektedir. HOXB13 gen varyantları, proteinin tümör baskılayıcı fonksiyonun bozulmasına sebep olabilir ve bu durum da prostat kanserine yol açabilen kontrolsüz hücre bölünmesine sebep olabilir.

Düzinelerce başka gendeki kalıtsal değişiklikler, prostat kanseri için olası risk faktörleri olarak incelenmiştir. Bu genlerin bazıları, BRCA1, BRCA2 ve HOXB13 genlerinden üretilen proteinlerle etkileşime giren proteinlerin üretilmesi için gerekli talimatları sağlar. Diğerleri, farklı yollardan tümör baskılayıcı olarak hareket eder. Bu genlerdeki değişiklikler muhtemelen genel prostat kanseri riskinde yalnızca küçük bir payı bulunmaktadır. Buna rağmen, araştırmacılar, bu genlerin birçoğundaki varyasyonun birleşik etkisinin, kişinin prostat kanseri geliştirme riskini önemli ölçüde değiştirebileceğini düşünmektedir.

Çoğu ailede kalıtsal prostat kanseri ile alakalı genetik değişiklikler bilinmemektedir. Ek genetik risk faktörleri ise tıp dünyasında aktif olarak hala araştırılmaktadır.

Araştırmacılar, yukarıda belirtilen genetik faktörlere ek olarak, prostat kanserine sebep olabilecek birçok kişisel ve çevresel faktör olduğunu belirtmektedir. Bu faktörler; sebze içermeyen, aşırı et ve süt ürünü içeren ve yağ oranı yüksek diyetler, hareketsiz yaşam tarzı, aşırı alkol tüketimi, obezite ve belirli öldürücü kimyasallara maruz kalmadır. Kanser erken yaşlarda ortaya çıktıysa, yakın akrabalardaki prostat kanseri öyküsü de önemli bir risk faktörüdür.

Kalıtım Modeli

Çoğu prostat kanseri vakası, prostattaki belirli hücrelerde meydan gelen somatik değişikliklerle alakalıdır. Kalıtsal gen değişiklikleriyle meydana gelme olasılığı daha düşüktür.

Kalıtsal gen değişiklikleriyle ilgili olan prostat kanserlerinde, kanser riskinin kalıtsal olma şekli gene bağlıdır. BRCA1, BRCA2 ve HOVB12 genlerindeki varyantlar, otozomal baskın modelde kalıtsaldır. Her hücredeki değiştirilmiş genin bir kopyası, hastalığı oluşturma şansını arttırmak için yeterlidir. Diğer vakalarda, prostat kanseri riskinin kalıtımı belirsizdir. İnsanlar, hastalığın kendisini değil,  artan kanser riskini kalıtımsal olarak almaktadırlar. Bu da, yukarıda belirtilen genlerdeki varyantları miras alan herkeste kanser gelişmeyeceği anlamına gelir.

Hastalığın Diğer İsimleri

  • Prostatın malign neoplazmı
  • Prostat neoplazmı
  • Prostat kanseri
  • Prostat karsinomu
  • Prostat kanseri
  • Prostat karsinomu
  • Prostat neoplazm

Kaynak: https://medlineplus.gov/genetics/condition/prostate-cancer/

Görsel Kaynak: https://blog.oncosalud.pe/hs-fs/hubfs/detectar%20el%20cancer%20de%20prostata.jpg?width=5760&name=detectar%20el%20cancer%20de%20prostata.jpg

Editör: Meryem GÖKOĞLU 

Ne düşünüyorsunuz?

13 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir