in

ÇalışkanÇalışkan ŞaşkınŞaşkın

Hemolitik Anemi

Hemolitik Anemi: Tanım, Kalıtım Modeli, Nedenler ve Semptomlar

İçindekiler

Tanım

Normal kan hücrelerinde yaşlanmış eritrositler (kırmızı kan hücreleri)vkendi hücre membranını kaybeder ve büyük ölçekte dalak, karaciğer, kemik iliği ve retiküloendotelyal sistemin fagositik hücreler tarafından parçalanarak kan dolaşımından temizlenir. Bu olay sonucu hemoglobinlerde bulunan demir miktarı vücut içerisinde aynen korunur ve vücutta demir atomu tekrar tekrar kullanılır, hemoglobinin hem kısmı ise karaciğerde bilirubin glukuronide konjuge olan ve safrayla atılan bilirubine indirgenir.

Kan dokuda bulunan eritrositlerin parçalanıp, hücre içeriğinin dış ortama boşaltılması olayına hemoliz adı verilmektedir. En önemli nedenlerinden biri kanda çoğalan bakteri veya fungusların insan vücuduna hemolizin adı verilen molekülleri salması sonucu gelişen bir durumdur. Hemolizinler, eritrositlerin hücre membranına zarar vererek hücrelerin parçalanmasına ve ardından hücre ölümüne neden olan moleküllerdir. Diğer önemli nedenlerinden birisi de yoğun miktarda arttırılmış fiziksel aktivitedir. Vücutta gerçekleşen hemoliz olayı iki farklı şekilde ortaya çıkabilir:

  • Ekstravasküler hemoliz
  • İntravasküler hemoliz

Ekstravasküler Hemoliz

Patolojik hemolizlerin çoğu ekstravasküler olup, hasarlı veya anormal eritrostilerlerin dalak ve karaciğer tarafından dolaşımdan uzaklaştırılması ile oluşan bir durumdur. Fonksiyonel olarak dalak hafif hasarlı eritrositleri veya yoğun antikorlarla kaplı olan hücreleri yok ederek hemolize katkı sağlar. Dalak genişlemesi durumların normal eritrositler bile dalakta tutunur ve dalak tarafından parçalanarak vücuttan uzaklaştırılır.

Ciddi derecede anormal eritrositler veya soğuk antikorlar veya kompleman (C3) ile kaplanmış eritrositler, dolaşımda ve karaciğerde (büyük kan akışı nedeniyle) hasarlı hücreleri verimli bir şekilde uzaklaştırabilen yok edilir. Ekstravasküler hemolizde, periferik yayma mikrosferositler veya soğuk aglütininler ile, kan toplandıktan sonra ısıtılmazsa eritrosit aglütinasyonu gösterecektir.

İntravasküler Hemoliz

İntravasküler hemoliz, erken eritrosit yıkımının önemli bir nedenidir ve genellikle hücre zarı, aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi farklı mekanizmadan herhangi biri tarafından ciddi şekilde hasar gördüğünde ortaya çıkar.

  • Otoimmün fenomenler
  • Doğrudan travma (örneğin, mart hemoglobinüri)
  • Kayma gerilimi (örneğin, arızalı mekanik kalp kapakçıkları)
  • Yaygın damar içi pıhtılaşma (DIC)
  • Toksinler (örneğin, klostridial toksinler, zehirli yılan ısırığı)

İntravasküler hemoliz, plazmaya salınan hemoglobin miktarı, normalde plazmada yaklaşık 100 mg/dL (1.0 g/L) konsantrasyonlarda bulunan bir protein olan plazma bağlayıcı protein haptoglobinin hemoglobin bağlama kapasitesini aştığında hemoglobinemi ile sonuçlanır. Hemoglobinemide, bağlanmamış hemoglobin dimerleri idrara süzülür ve renal tübüler hücreler tarafından yeniden emilir; hemoglobinüri, yeniden emilim kapasitesi aşıldığında ortaya çıkar. Demir, katabolize edilmiş hemoglobinden salınır ve tübüler hücreler içindeki hemosiderin içine gömülür; demirin bir kısmı yeniden kullanım için asimile edilir ve bir kısmı tübüler hücreler döküldüğünde idrara ulaşır.

Hemolitik Anemi Hakkında…

Anemi, vücutta yeteri miktarda eritrositlerin üretilmediği durumlarda ortaya çıkan bir hastalıktır. Eritrositlerin temel fonksiyonu vücutta bulunan diğer dokulara oksijen taşımaktır.

Sağlıklı bireylerde eritrosit yaşam süresi 120 gün kadardır. Fakat hemolitik anemi hastalığını yaşayan bireylerde bu süre daha da kısalır ve kanda bulunan eritrositler normal yaşam sürelerinden daha kısa süre içinde parçalanır ve yok edilirler. Bu şekilde bir durumu olan bir hastanın hemolitik anemi riski vardır anlamına gelir.

Hemolitik anemi, kanda bulunan hemoglobin (Hb) konsantrasyonun hastanın yaş ve cinsiyetine bağlı olarak normal değerlerinin altında çıkması durumda gelişen bir hastalıktır.

  • Kadınlarda Hb konsantrasyon değeri; 12 g/dL (DSÖ 11,5 g/dL)
  • Erkeklerde Hb konsantrasyon değeri; 13,5 g/dL (DSÖ 13 g/dL)

Ancak bu bir kural değildir; bazen eritrosit sayısı normal ya da artmış olduğu halde bu eritrositlerin içindeki Hb miktarının “normal değerlerin altında olması” ile anemi tanısı konulabir. Örneğin; β-thalassemia.

Ayrıca kan dolaşımı sırasında bile hemoglobin hacmindeki değişimin hemoglobin konsantrasyonuna da etki edebileceği unutulmamalıdır.

Hemolitik anemi 4 şekilde ortaya çıkabilir:

  • Kalıtsal olarak; ebeveynlerden çocuklara geçen genlerde bulunan mutasyon sonucunda oluşur. Buna örnek olarak; talasemi ve orak hücre anemisi verilebilir.
  • Edinilmiş hemolitik anemi; çevresel etkenlere bağlı ve epigenetiksel faktörler sonucunda oluşur. Bunun nedenleri ise aşağıda belirtilen nedenler sonucu gelişebilir.
  • Viral ve bakteriyel enfeksiyon
  • Kan kanserleri ve tümörler (örn. Lösemi)
  • Lupus, romatoid artrit veya ülseratif kolit gibi otoimmün bozukluklar
  • Aşırı aktif dalak (eritrosit paçalanma süresini hızlandırır.)
  • Kan transfüzyonunda şiddetli tepkimeler

Bazı hemolitik anemiler geçici ve kısa sürelidir, genellikle ortaya çıkışından birkaç ay içinde hastalık kendiliğinden geçer. Diğer türleri ise ömür boyu sürebilir (kronik şekilde). Kronik şekilde olan hemolitik anemiler zamanla uzaklaşıp daha sonra tekrardan otaya çıkarlar. Kronik hemolitik anemiler genellikle kalıtsal olup bir sonraki nesle aktarılır.

Hemolitik aneminin belirtileri genellikle şunlardır:

  • Ciltte anormal solgunluk veya renk kaybı (sarı cilt vb.)
  • Ağız ve gözlerde sarılık
  • İdrarda koyulaşma
  • Ateş
  • Kilo kaybı
  • Baş dönmesi
  • Bilinç bulanıklığı
  • Kısa süreli fiziksel aktivite sonucu aşırı yorgunluk
  • Artan kalp ritmi (taşikardi)
  • Kalp üfürümü

Bu tip semptomlara ek olarak artan hemolitik anemide kan hastalıkları ve diğer hastalık semptomlarının ortaya çıkması durumunda hemen bir uzmana başvurulması gerekmektedir.

Kalıtım Modeli

Hemolitik anemi hastalığının geni X kromozomu üzerinde resesif olarak taşınır. Hastalık daha çok erkeklerde görülmekte olup, kadınlarda görülebilmesi için her iki X kromozomu üzerinde de birer tane mutasyona uğramış gen taşıması gerekmetedir. Hastalıktan dünya nüfusunun yaklaşık %3’ü etkilenmiş olup semptomları en sık siyah ırkta ve Akdeniz kökenli bireylerde görülmektedir.

Glukoz 6 Fosfat Dehidrogenaz Eksikliği

Glukoz-6 fosfat dehidrogenaz (G6PD) pentoz fosfat metabolik yolu üzerindeki ilk enzimdir. Bu enzimin eksikliği alyuvarın indirgeyici enerjisini azaltarak hemolize neden olur. Hemoliz miktarı enzim miktarındaki azalma seviyesi ve tipine göre değişkenlik gösterirken aynı zamanda G6PD hücre içinde hemoliz yapan ajana bağlı olarak dolaşır.

Hastalığın en önemli bulgularından biriside eritrositlerin yaşlanma hızına bağlı olarak kan dokuda G6PD enziminin aktivitesi hızla azalmaktadır. Bu durum glukoz metabolizmasında aksamalara neden olur. Alyuvarların bu aşamada oksitleyici toksik maddeleri vücuttan uzaklaştırma yetenekleri azalmıştır. Uzaklaştırılamayan toksik maddeler hemoglobinde ve alyuvar hücre membranında birikerek hasar meydana getirirler. Hastalığa yatkınlık oranı yüksek olan kişilerde bazı ilaçlar, bakla yemekler, çiçek polenine karşı alerji durumları veya hasatalığa duyarlılığı daha yüksek kişilerde vücutlarında enfeksiyonların artmasına bağlı olarak hemoliz ataklarının şiddeti yükselmeye başlar.

İlaca bağlı olan hemoliz olgularında ani ve genellikle sınırlı seviyede seyreden hemolitik anemi ve idrarda hemoglobin atımında artış meydana gelir. Hastalarda retikülosit miktarında artış ve periferik yayma bulgularında parçalanmış eritrosit ve sferositler ortaya çıkar. Hemolitik ataklar arasındaki dönemlerde hemoglobin düzeyi normaldir.

Baklaya maruz kalarak (Favizm) ani gelişen ve hayatı tehdit eden hemolizle beraber böbrek yetmezliği de görülebilir. Bu tip hastalara acil kan transfüzyonu yapılmalıdır.

Yeni doğan döneminde hastalık solukluk, sarılık ve idrar renginde koyulaşma şeklinde seyreder.

Bazı vakalarda ise kronik hemolitik anemi şüphesi ile doktora başvurular. Bu hastaların kanında sferosit bulgularına rastlanılmazken, parçalı halde bulunan eritrosit ve retikülositler görülür. Hastalık belirtileri arasında sürekli sarılık ve dalak büyüklüğü mevcuttur. Hastalık tedavisinde, hastada hemoliz test ortamına glukoz eklenmesi ile kısmen tedavi edilir.

Kaynaklar:

  1. https://en.wikipedia.org/wiki/Hemolysin
  2. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12192084/
  3. https://www.msdmanuals.com/professional/hematology-and-oncology/anemias-caused-by-hemolysis/overview-of-hemolytic-anemia#:~:text=Diagnosis%20of%20Hemolytic%20Anemia&text=Hemolysis%20is%20suspected%20in%20patients,important%20tests%20to%20diagnose%20hemolysis.

Görsel Kaynak: https://live.staticflickr.com/121/301920983_736d05876a_b.jpg

Editör: Doğa DEMİRBAŞ

Ne düşünüyorsunuz?

7 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir