in

ÇalışkanÇalışkan

Boucher-Neuhäuser Sendromu

Boucher-Neuhäuser Sendromu; Tanım, Sıklık, Nedenler ve Kalıtım Modeli

İçindekiler

Tanım 

Boucher-Neuhäuser Sendromu, hareketi, görüşü ve cinsel gelişimi etkileyen nadir bir rahatsızlıktır. Genetik bir sebebi paylaşan ve örtüşen özelliklerin bir birleşimine sahip olan PNPLA6 ile ilişkili bozukluklar olarak bilinen nörolojik durumların, devamlı bir spektrumunun (görüntüsünün) parçasıdır. Boucher-Neuhäuser sendromu, üç özellikle nitelendirilir: Ataksi (düzensiz), Hipogonadotropik Hipogonadizm(HH) ve Koryoretinal Distrofi.

Ataksi, denge ve koordinasyonlar ile ilgili zorlukları tanımlar. Boucher-Neuhäuser Sendromu, koordinasyon hareketleriyle ilişkili beynin parçasındaki hücre kaybından (atrofi) dolayı meydana gelmektedir. Etkilenen bireylerin istikrarsız yürüyüş tarzı ve sık sık tekrarlanan düşmeleri vardır. 

Boucher-Neuhäuser Sendromunun bir diğer temel (kilit) özelliği, cinsel gelişimi üreten hormonların yapımını engelleyen bir durum olan Hipogonadotropik Hipogonadizmdir(HH). Etkilenen bireylerde, erkeklerde yüz kıllarının gelişimi ve sesin kalınlaşması, kadınlarda da aylık periyodun (menstrüasyon) başlangıcı ve göğüslerin gelişimi gibi ergenlik çağının tipik işaretlerinin gelişiminde gecikmeler yaşarlar. Diğer hormon anormallikleri, etkilenen bazı bireylerde kısa boya neden olur. 

Boucher-Neuhäuser Sendromu’nun üçüncü karakteristik özelliği ise göz anormallikleridir(en yaygını Koryoretinal Distrofi). Koryoretinal  Distrofi, gözün retinasını ve koroid denen yakınındaki bir doku katmanını kaplayan, ışığa duyarlı doku ile ilgili problemlerini ifade eder. Bu göz anormallikleri görme bozukluğuna neden olur.Boucher-Neuhäuser Sendromu olan insanlar, gözlerin istemsiz yan yana hareketlerini içeren anormal göz hareketlerine de sahip olabilirler (nistagmus). 

Boucher-Neuhäuser Sendromu’nun ana özellikleri, bebeklikten yetişkinliğe kadar olan her hangi bir zamanda başlayabilir ancak en az bir özelliği genellikle ergenlik çağında ortaya çıkar. Ataksi bu rahatsızlığın genelde ilk belirtisidir fakat görme problemleri veya gecikmiş ergenlik en erken bulgu olabilir. Görme ve hareket problemleri yaşam boyunca yavaşça kötüleşir hatta körlüğe veya en ciddi şekilde etkilenen bireylerde hareketlilik için tekerlekli sandalyeye ihtiyaç duyulmasına neden olabilir.

Boucher-Neuhäuser Sendromlu insanlar, kas sertliği (spastisite), konuşma bozukluğu (dizartri) ve gelişmeyi, öğrenmeyi veya bilgilerin hatırlanmasının zorlaşması (idrak kabiliyetinde bozulma) dahil olmak üzere fazladan tıbbi problemlere de sahip olabilirler. 

Sıklık

Boucher-Neuhäuser Sendromu nadir bir durumdur. Yayılım örüntüsü bilinmemektedir.

Nedenler

Boucher-Neuhäuser Sendromu vakalarının çoğu PNPLA6 genindeki mutasyonlardan dolayı oluşur. Bu tür mutasyonlar sadece bu durumun bilinen tek nedenidir. Araştırmacılar, vakaları geri kalan kısmına, PNPLA6 genindeki henüz tanımlanmamış olan mutasyonların veya diğer genlerdeki değişikliklerin yol açtığını tahmin ediyorlar. 

PNPLA6 geni, hücreleri çevreleyen dış zarı oluşturan bazı yağların (lipidler) miktarının düzenlenmesine yardımcı olan Nöropati Target Esteraz (NTE) denen bir proteini yapmak için talimatlar sağlar. Bu lipitlerin doğru seviyeleri, hücre zarının dayanıklılığı ve fonksiyonu için önemlidir. Özellikle NTE proteini, yüksek miktarda iken hücrelere zarar verebilen lizofosfatidilkolin adındaki bir lipidi parçalar (metabolize eder).

NTE en çok sinir sisteminde bulunur ve sinir hücrelerinin çevreleyen zarların dayanıklılığını sürdürmesine yardımcı olduğu varsayılıyor. NTE’nin hücre zarında belirli değişiklikler gerektiren işlem olan hipofiz bezinden hormonların serbest bırakılmasında da rol aldığı sanılmaktadır. Hipofiz bezi, beynin alt (taban) kısmında konumlanmıştır ve cinsel gelişim ile büyümeyi yönlendirmede yardımcı olan hormonlar da dahil olmak üzere birbirinden farklı hormonlar üretir.

PNPLA6 gen mutasyonlarının NTE’nin fonksiyonlarının olumsuz anlamda etkilediği düşünülmektedir. Bununla birlikte, bu mutasyonların  Boucher-Neuhäuser Sendromuna nasıl sebebiyet verdiği açık değildir. Araştırmacılar, lizofosfatidilkolin metabolizmasının bozulmasının hücre zarındaki lipit dengesinin değiştirdiğini tahmin ediyor ve bu dengesizlik nöronlara zarar verebilir aynı zamanda Boucher-Neuhäuser Sendromunun ayırt edici özelliği olan hareket ve görme sorunlarını beraberinde getirebilir. Bu dengesizlik ayrıca, cinsel gelişimdeki hormonların salınımını da olumsuz anlamda etkileyerek etkilenen bireylerde gecikmiş ergenliği hesaba katabilir. 

Araştırmacılar, PNPLA6 genindeki mutasyonların, PNPLA6 ile ilişkili bozuklukların çeşitliliği ile sonuçlanan özelliklerin farklı birleşimlerini nasıl beraberinde getirdiğinden emin değiller. 

Kalıtım Modeli

Bu durum otozomal çekinik (resesif) modelde kalıtsaldır, bunun anlamı her hücrede genin her iki kopyasında da mutasyonlar vardır. Otozomal resesif durumdaki bir bireyin ebeveynlerinin her biri mutasyonlu genin bir kopyasını taşır fakat onlar genellikle bu durumun belirti ve semptomlarını göstermezler.  

Kaynak: https://ghr.nlm.nih.gov/condition/boucher-neuhauser-syndrome

Görsel Kaynak: https://jmg.bmj.com/content/52/2/85

Editör: Elif Berfin KORGAN

Ne düşünüyorsunuz?

3 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir