in

ÇalışkanÇalışkan Sevgi DoluSevgi Dolu EntellektüelEntellektüel ÇılgıncaÇılgınca HavalıHavalı ŞaşkınŞaşkın AğlamaklıAğlamaklı

Alhazen (İbn-i Heysem) Kimdir?

Alhazen Hayatı

İçindekiler

Tanım

Alhazen, Arapça ismiyle İbn-i Heysem; optik, görüş, sayılar kuramı, geometri, teoloji, astronomi, şiir, tedavi ve metafizik gibi çeşitli konular üzerine 90 çalışmalı yazar olan bir bilgeydi. Onun birçok eseri, buna son derece etkileyici olan Optik Kitabı da dâhil, Kahire halifesinin gazabından kaçmak için deli numarası yaparken yazılmıştır.

Alhazen kameralarda oluşan görüntülerin nasıl ters yüz olduğunu açıkladı. Eğri yüzeylerden yansıyan ışığı dikkate alarak “Alhazen sorunu”nu çözdü ve herhangi bir bütünsel gücün toplamını bulmak için genel bir yöntem keşfetti. Bu genel yöntemi, dördüncü kuvvet tam sayıların toplamını keşfetmek ve buradan bir paraboloitin yani simetri olmayan bir yüzeyin hacmini bulmak için kullandı.

Alhazen’in Hayatı

Ebū ʿAlī el-Ḥasan ibn el-Heysem milattan sonra 965 yıllarında, şu an Irak’ta olan Buyid emirliğindeki Basra şehrinde Müslüman bir aileye doğmuştur. Mikolaj Kopernik’in batıda latinleşmiş ismi olan Nikolas Kopernikle bilinmesi gibi, el-Hasan da genellikle Alhazen olarak Latinceye çevrilir. Sonradan birçok sanatsal temsili resimlerinin olmasına rağmen gerçekte nasıl göründüğünü bilmiyoruz.

Alhazen Basra’da devlet bakanı (vezir) olmuş ve boş zamanlarını matematik üzerine çalışarak, çemberin karesini alma (tarihi ve imkânsız) sorunu üzerine tez yazarak geçirmiştir.

Alhazen tanrıya inanırdı. Basra etrafındaki dini mezheplerin farklılıklarını tartmış, matematiğin mutlak, kanıtlanabilir doğrularını ve Aristoteles’in felsefesini, mezhepler tarafından yapılan tutarsız iddialara tercih ettiği sonucuna varmıştır.

“Dünyevi ve dini tüm meseleler felsefi bilimlerin meyvesidir.”

Milattan sonra 1000 yıllarında Alhazen, bilimlerin destekçisi olan Hakim halifesiyle çalışmak amacıyla Basra’dan Kahire’ye gitti. Kahire ve Mısır’ın ekonomilerine Nil Nehri yön vermekteydi çünkü tarım tamamen yıllık sel miktarına bağlıydı fakat bu seller git gide artarak güvenilmez bir hale gelmişti. Alhazen, Nil Nehri’nin akışını baraj yardımıyla yeniden düzenli bir hale getirebileceğine inanıyordu. Halife, Alhazen’in planlarını duyunca heyecanlanıp bu proje için onu görevlendirmişti.

Ancak ne yazık ki, Alhazen vadettiği planları uygulayamadı ve bu durum onu çok korkutuyordu çünkü halifenin başarısızlıkları vahşice cezalandırdığına dair korkulan bir ünü vardı. Alhazen çareyi deli numarası yapmakta buldu ve bir camiye saklandı.

Öyle görünüyor ki, Alhazen camide sığınırken meşhur Optik Kitabı da dâhil olmak üzere birçok büyük eserlerinin çalışmalarını yaptı. Daha sonra, 1021 yılında halife öldüğünde, Alhazen 1040 yıllarındaki Kahire’de kendi ölümüne kadar olan 19 senelik özgürlüğünün tadını çıkarmak için tekrardan ortaya çıktı.

Fizikçi İbn-i Abi Usaybia’nın rivayetine göre, Alhazen Basra’daki görevini bırakmak ve Kahire’ye gitmek amacıyla da deli numarası yaptığı söyleniyor.

Alhazen’in Bilimsel Çalışmaları

Alhazen, 55’i hâlâ günümüzde olan 90 kitabın yazarlığını yapmıştır. Öklid, Pergeli Apollonius, Arşimet ve Batlamyus gibi eski Yunan âlimlerinin çalışmalarını sağlam bir temel olarak kullanmak istiyordu bu yüzden de onların çalışmalarına kendini kaptırdı. Optik ve matematik alanlarına önemli katkılar sağladı.

Optik Kitabı

Gözlerimiz Işınları Yayar Mı?

Alhazen, Eski Yunandaki ışık ve görüşle ilgili olan 2 düşünce tarzının farkındaydı. Bunlardan birincisi şuydu:

Plato, Öklid, Galen ve Batlamyus nesnelerin üzerine inerek onları görmemizi sağlayan ışınları gözlerimizin yaydığı fikrini öne sürdü. Aslında ışığın tamamen gözlerimiz tarafından yayılmadığını fark ettiler. Işınlar güneş gibi ışık yayan kaynaklardan geliyordu. Çoğu anlaşılması güç olan problemleri açıklamak için göz ışın kuramını kullandılar. Örneğin; geniş bir alana bakıyor olmanıza rağmen göz ışınları yerdeki küçük bir nesneye tamamen odaklanmadığı sürece yerdeki o küçük nesneyi göremezsiniz.

Işık ve görüşle ilgili olan 2.düşünce ise şuydu:

  • Aristoteles gözlerimizin ışın yaymadığını söylerken 6. yüzyılda John Philoponus, gözlerimizin ışık ışınını aldığını savunmuştur. John, havanın renk oluşumu olmadan renklerin ışın içerisinden geçmesine izin verdiğini belirtmiştir. Bunu, renkli bir cam pencerenin zemine ve duvarlara rengi yansıttığını ancak havayı renklendirmediğini gözlemleyerek destekledi.
  • Büyük bir çalışma olan Optik Kitabı’nda Alhazen, gözlerimizin ışın yaymadığını düzgün bir şekilde belirtti ve ışığın gözü etkilediğini iddia etti. Örneğin, güneşe doğrudan bakarak gözlerimize zarar verebiliyoruz ancak gözlerimiz ışığa etki etmiyor. Dahası, Alhazen parlak bir nesneye bakarsak, gözümüzü kapattıktan sonra ardışık bir görüntünün kalacağını da belirtti. Yine, bu çalışma gözlerimizin ışıktan etkilendiğini öne sürüyor.

Diğer taraftan Alhazen, göz merceğinin görüşteki alıcı olması gibi gözün nasıl çalıştığına dair Galen’in yaptığı asılsız değerlendirmelerin birçok yönünü destekledi.

Karanlık Oda

Obscura” karanlık anlamına gelirken, “camera” kavisli ve kemerli bir oda anlamına gelen latince bir kelimedir.

Karanlık bir odanın dış duvarındaki küçük bir deliğin, resimlerin dışarıdaki görüntüsünü odada baş aşağı bir şekilde oluşmasını sağladığını eski zamanlarda farklı farklı medeniyetler keşfetmişti. Alhazen, mumlar ve iğne deliği kameralarıyla deneylerini gerçekleştirdi ve resmin düz çizgiler içinde seyahat eden ışık ışınlarının nasıl oluşturulduğunu doğru bir şekilde açıkladı.

4 yüzyıl geçtikten sonra, Leonardo Da Vinci gözün aslında karanlık bir oda olduğunu öne sürdü. Bu bilgi, başka bir yüzyılda da Johannes Kepler tarafından doğrulandı.

Matematik

Gördüğümüz gibi Alhazen ışık ve görüşten büyülenmişti. Onun bu ilgisi, cebir ve matematik arasında bir bağ olduğunu öne süren karışık bir matematik keşfini yapmasını sağladı. Daha sonra, bu bağlantı Ömer Hayyam tarafından güçlendirildi, Descartes ve Fermat sayesinde de tamamıyla geliştirildi.

Muhtemelen Öklid ve Theon zamanları arasında derlenen “Katoptri” başlıklı eski bir Yunan kitabı, yansıyan ışığın davranışını inceledi ve ışık yansıması kanunu kurdu. İskenderiyeli Heron tarafından yapılan çalışma, ışık ışınlarının her zaman iki nokta arasındaki en kısa yolu aldığı varsayımında bulundu.

Alhazen çemberin içi gibi şekillenen bir ayna ve gözlemci düşündü. Işık kaynağından aynaya gelen bir ışık ışını hayal etti. Işık ışınının gözlemcinin gözüne yansıtılması için o ışının aynada hangi noktaya gelmesi gerektiğini sordu. Her durumda kaynak ışık ve gözlemcinin problemini çözmek için uğraştı. Bu sorun, Alhazen’in Problemi olarak bilinmeye başladı ve çoğu kez Alhazen’in Bilardo Problemi olarak adlandırılır.

Alhazen’in Bilardo Problemi

Alhazen Kimdir
Görsel: Alhazen’in Bilardo Problemi

Beyaz bilardo topunun kırmızı topun merkezine vurması için dairesel taraftaki masanın hangi noktasını hedeflemelisiniz?

Bilardo topunun hareketi, Alhazen’in problemi anlamasında yardımcı oldu. Alhazen bitmek bilmeyen karışık geometrik tartışmalar ve çözümler yoluyla, bir dairenin hiperbol ile kesişimini düşünerek bu problemi çözmüştür.

Dördüncü Kuvvetlerin Toplamı

Alhazen, bir paraboloitin hacmini ölçme zorluğunu üstlendiğinde, dördüncü kuvvetlerin toplamı için bir formül keşfetti. Düztabanlı bir çemberin etrafında paraboloiti döndürdüğünüzde aşağıdaki üç boyutlu şekli elde edersiniz.

Alhazen Kimdir?
Görsel: Dördüncü Problemlerin Toplamı

Alhazen, probleme Evdoksus veya Arşimet’in yaklaşacağı gibi yaklaştı. Yani tüketme yöntemiyle şeklin dilimlerini toplayarak sorunu çözmeye çalıştı. Arşimet bir kürenin hacmini bulmak için bu tekniği dâhice kullanmıştı.

Alhazen paraboloite tüketme yöntemini uygulamıştı ve dördüncü kuvvetlerin toplamını hesaplamak için bir formüle ihtiyacı vardı. İkinci kuvvetler için olan formül Arşimet tarafından ve üçüncü kuvvetler için olan formül de büyük Hint bilim insanı olan Aryabhata tarafından bulunmuştu. Ancak dördüncü kuvvetlerin toplamı için bir formül yoktu. Alhazen, bunu kendisinin bulmak zorunda olduğunu fark etti. Ve bulma keşfini gerçekleştirdi.

Bu arada, Alhazen’in geliştirdiği yöntem her türlü kuvveti bulmak için de geçerli bir formüldü yani beşinci, altıncı ve yedinci gibi kuvvetlerin formülünü de bulmuş oldu.

Bilim adamı olmanın Alhazen’e ne ifade ettiğini onun şu anlamlı tanımıyla sonlandırmak uygun olur.

“Bilim adamlarının yazılarını araştıran kişinin görevi, eğer amacı gerçeği öğrenmekse, kendi okuduklarının tümüne düşman olarak, zihnini içeriğin özüne ve sınırlarına başvurarak her yönden çalışmasını eleştirmeli. Aynı zamanda kritik incelemelerinde kendinden de şüphe etmelidir, ancak bu şekilde önyargı ve hoşgörünün tuzağına düşmez.”

Kaynak: https://www.famousscientists.org/alhazen/

Görsel Kaynak: https://pbs.twimg.com/media/EMtbVZHW4AAk8Ka.jpg

Editör: İrem Ezgi Ustaoğlu 

Ne düşünüyorsunuz?

6 Points
+ Oy - Oy

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir